1. Anasayfa
  2. Röportajlar

Zihnimizdeki ve Gönlümüzdeki Engelleri Kaldıralım – Temmuz KARİKUTAL

Engelli.com olarak düzenlediğimiz söyleşi köşemizin dördüncü konuğu Türk tiyatro ve dizi oyuncusu Temmuz KARİKUTAL


0
Whatsapp Kanalı - Masaüstü

Engelli kişilerin temel sorunları

Türk tiyatro ve dizi oyuncusu Temmuz KARİKUTAL engelli.com’a engelli sorunları hakkında samimi ve önemli mesajları bizler ile paylaştı. 

Temmuz KARİKUTAL
Temmuz KARİKUTAL

Bize kendinizi tanıtır mısınız ? 

1986 Aydın/Kuyucak doğumluyum, aslen Muş Malazgirt’liyim. Gençlik dönemimde oyunculuk yaptım. Çeşitli dizi ve reklam filmlerinde oynadım. Son olarak 4 sezon Arka Sıradakiler dizisinde, Yadigar karakterini canlandırdım. Ama kader bu yolda ilerlememe pek izin vermedi.

Dizide oynadığım dönemde ağır bir trafik kazası geçirdim. Sonrasında kendi işlerime yoğunlaştım. Geçtiğimiz yıla kadar Mandalina Oyunculuk Kursu olarak, M.E.B. onaylı oyunculuk kursumuz vardı. Birçok usta oyuncunun eğitmenliğinde, bir süre oyunculuk eğitimi verdikten sonra, iş yoğunluğumuzun da çok artmasından dolayı en iyi noktada eğitimlere ara verme kararı aldım.

Şu an oyuncu menajerliği yapmaktayım, aynı zamanda cep telefonu ve araç aksesuarları üzerine satış yaptığımız www.CepEvi.com adlı bir e-ticaret firmamız bulunuyor. Yoğun olarak bu işler ile ilgileniyorum. Üretmeyi, geliştirmeyi, sessizliği, sakinliği, çalışmayı seven biriyim.

Engelli kişilerin toplum tarafından anlaşılmamasının sebepleri sizce nedir ?

Bunun en büyük sebebi, insanların empati kuramaması diye düşünüyorum. Biraz empati kurulabilse, tüm insanlık için her şey daha da güzel olacak..

Engelli kişilerin yaşamın her anında, rahatça yaşama dâhil olduğunu düşünüyor musunuz ?

Tabii ki hayır… Öncelikle ben engelli, özürlü, sakat gibi tanımları kullanma taraftarı değilim. Bu tanımlar yerine ‘özel’ demek bana daha uygun geliyor. Özel insanlar, hayatın birçok alanında başka insanlara muhtaç bırakılıyor. Günümüzde halâ tekerlekli sandalyedeki bir birey, tek başına gidip ATM’den para çekmekte zorlanıyorsa, yaşam koşulları doğru oluşturulmamış demektir.

Benim gördüğüm birçok ATM’nin önünde, ya bir basamak var ya da başka bir engel… Ayrıca günümüzün en büyük problemi olan otopark sıkıntısı… Özel bireyler için ayrılmış olan otoparklara, dışarıdan sağlıklı görünen ama çok sağlıklı olmadığını düşündüğüm bireylerin gelip park etmesi, en büyük sorunların başında geliyor. Bu problemler devam ettiği sürece yaşama ‘rahat’ bir şekilde dahil olabilmek mümkün değil.

Büyük bir trafik kazası geçirdiniz, geçmiş olsun. Büyük bir  azimle hayata tutundunuz, yaşadığınız süreçleri ve duyguları bizimle paylaşır mısınız ?

İnsan hayatının en güzel, en hareketli yıllarında, genç yaşta, böyle büyük bir kaza yaşayınca tabii ki fiziki problemlerin yanı sıra, psikolojik olarak da atlatması zor oluyor. Ben 21 yaşındaydım ve o dönem Arka Sıradakiler dizisinde oynuyordum. Düşünün ki, bir gün evinize dönerken gözünüzü bir açıyorsunuz ambulanstasınız. Ambulans doktoru sizi muayene ediyor ve ayak parmaklarınızdan başlayıp kafanıza kadar etinizi sıkıyor.

Ama siz kafanız dışında hiçbir yerinizi hissetmiyorsunuz. İşte tüm trajedi aslında o an başlıyor. “Hayat bitti” deyip pes etmek mi? Yoksa “hayat şimdi başlıyor” diyerek sonuna kadar mücadele etmek mi? Ben ilk dakikalarda “hayat bitti” diye baksam da, ameliyattan çıktıktan sonra psikolojimin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim.

O güne kadar keşfedemediğim özelliklerimin farkına vardım. Genç yaşta bir delikanlısınız ve hastane odasında bir kağıt parçası misali yatıyorsunuz. Yüzünüze sinek konuyor, o sineği kovamıyorsunuz. Sineği kovması için yanınızdakilerden yardım istiyorsunuz. Tabii ki bunun psikolojik sonuçları o dönem zor oluyor.

Ben hem fiziki, hem psikolojik olarak iki yıkımın altında kalmıştım. Vücudumun hiçbir yerini hissetmiyor olmama rağmen “hayat şimdi başlıyor” seçeneğine hızlı bir dönüş yaparak, kişisel olarak en büyük özelliklerim olan hırsımı, inadımı, beyin gücümü kullanarak, azmin zaferine ulaştığımı, o iki büyük yıkımın altından başarıyla çıktığımı söyleyebilirim.

Bir şeylerin yolunda gitmediğini anladığınız zamanlardaki siz ile şu anki siz arasında nasıl farklılıklar var ?

Aslında bir şeylerin yolunda gitmediğini düşündüğüm pek an olmadı. İlk kaza anım dışında… Yani gözümü ilk açtığımda kaza yaptığımı anlamamıştım. Ambulans sesleri var ve seslerden bir kaza olduğunu anladım ama başımda bekleyen ve bilincimi kaybetmemem için sorular soran birine “kim kaza yaptı” diye sorduğumda bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünmüştüm.

Bir de unutamadığım o ambulanstaki doktorun beni muayene etme anında… Hissetmem için tüm etlerimi sıkıyor, ben onu görmeme rağmen hiçbir şey hissetmiyordum. İşte bu bir insan için çok ürkütücü. O yüzden şu an olsa, yine ürkerim, yine korkarım. Çünkü bu durumun travmanın ağırlığı, büyüklüğü, zaman geçse de azalan bir şey değil. Değişen tek şey tabii ki yaşımın da olgunlaşmasından kaynaklı olarak, insanlara karşı olan hassasiyetlerimin artmış olması, hayata daha olgun bakabilmek, daha çok sessizliği ve sakinliği sevmek diyebilirim. 

Karşılaştığınız zorluklar karşında verdiğiniz mücadelede sizi ne motive ediyor ?

Mücadelenin sonunda başarıya ulaşmış olmak en büyük motivasyon kaynağım tabii ki. Tedavim süresince tek istediğim şey, kimseye muhtaç olmadan yürüyebilmekti. Koltuk değneğiyle ayaklandığım ilk dönemlerde, bu sefer desteksiz yürümeyi kendime hedef belirledim ve bu hedeflere ulaşmanın mutluluğuyla da uzun bir süredir maalesef ki kendimi salmış durumdayım.

İnsanoğlu nankör… İstediği şeyleri elde edince mücadeleyi de bırakıyor… Şu anda desteksiz yürüyorum, zorlandığım bazı konular var. Yokuşlar ve merdivenler gibi. Ama eğer “artık yürüyorum” diyerek bırakmasaydım o konularda da bir sıkıntı yaşamazdım, bunu biliyorum.

Çevrenizde, ailenizde herhangi bir şekilde engelli bir birey var mı? Onların yaşadığı zorlukları gözlemleyebildiniz mi ?

Ailemde ya da akrabalarımda ‘özel’ birey yok. Kazadan önce çevremde de yoktu. Şu anda tabii ki hem tedavi aşamasında tanıştığım, hem ziyaretlere gidip tanıştığım birçok tanıdığım var. Tabii ki insan ister istemez herkesin yaşayabileceği zorlukları düşünüyor.

Özel durumu olan her insan, bana yürüyorum diye hiçbir sıkıntısı yok gözüyle bakmıyor. Yaşadığım ya da yaşayabilme ihtimalim olan sıkıntıları gözlemleyebiliyor. Ama sizi ve yaşayabileceğiniz zorlukları düşünmeyenler, sadece sağlıklı ve herhangi bir sağlık problemi olmayan insanlar.

En basit örneği, beklemekten yorulduğunuz bir anda asansöre binme önceliğiniz varken, “yürüyorsunuz ne engeli, hiçbir şeyiniz yok” diyebilen insancıkların olması, zaman zaman yaşam şartlarını zorlayabiliyor. Hayatı zorlaştıranlar da onların bu düşüncesizliği diyebilirim…

Son olarak engelli.com aracılığı ile engelli kişilere bir mesajınız var mı ?

Kazadan sonra fazlasıyla kaderci olan biriyim. Hayat çok güzel ve her ne şekilde olursa olsun, nefes alabilmek, sevdiklerimizin yanında olabilmek çok güzel. Bunun kıymetini bilerek yaşamak, hayatı doyasıya yaşamak için yeterli… Unutmayalım ki, sizin yapabildiklerinizi yapamayanlar da var…

Sosyal Farkındalık oluşturmak adına röportajımıza katıldığı için ve bize vermiş olduğu samimi cevaplar ve desteklerinden dolayı Türk tiyatro ve dizi oyuncusu Temmuz KARİKUTAL  teşekkür ederiz.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    g_zel
    Güzel
  • 0
    ba_ar_l_
    Başarılı
  • 0
    tepkisiz
    Tepkisiz
  • 0
    _lgisiz
    İlgisiz
  • 0
    _zg_n
    Üzgün

Engellilik alanında araştırmalar yapan, araştırmacı kimliği ile kişi ve kuruluşlara örnek olmaya çalışan, engelli hedef kitlesine engelliler ile ilgili yapılan çalışmaları ve gelişmeleri doğrudan en hızlı şekilde aktarmaya çalışan blog yazarı ve engelli bir kişidir. Engelli hakları, erişilebilirlik, SGK ve ilgili mevzuatlar konularında bağımsız danışmanım.

Yazarın Profili